Ahkâf sûresi Hakkında
Kur’an’ı Kerimdeki sıralamaya göre 46. suredir. Mesani kısmı beşinci sureler grubunun ikinci suresidir. Mekke’de inmiştir. 35 âyettir. Ha-Mim’lerin yedinci ve son suresidir. Ahkâf, taşkınlıkları ve zorbalıkları yüzünden, Allah’ın yok ettiği Âd kavminin yurdu olduğu için, bu sûreye Ahkâf sûresi denmiştir. Âd kavminin yerleşim bölgesi, Yemen diyarında Ahkâf mıntıkasında idi: “Âd’ın kardeşini (Hud’u) an. Hani o, Ahkâfta kavmini uyarmıştı…”
Ahkâf sûresi Konusu
Bu sûre Mekke’de inmiştir. Hedefi, Mekke’de inen sûrelerin aynıdır. Yani büyük itikat esasları olan Allah’ın birliği, peygamberlik ve öldükten sonra dirilme ve cezadır. Bu mübarek sûrenin ana konusu, peygamberlik ve peygamber etrafında döner. Bu da, Hz. Muhammed’in (ﷺ) doğruluğunu ve Kur’an’ın hak olduğunu ispat içindir.
Ahkâf sûresi Nüzul Sebebi
Kelbî’nin yaptığı rivayete göre : «Mekke’de ashab-ı kiram iyice sıkılmış ve üzülmüşlerdi. Müşriklerin ardı arkası kesilmeyen saldırı ve işkenceleri onlara çok zor günler yaşatıyordu. Bir gün Resûlüllah (ﷺ) Efendimiz rüyasında, hurması ve suyu bulunan bir ülkeye hicret ettiğini görmüştü. Bunu arkadaşlarına anlatınca, onlar çok sevindiler; müşriklerin eza ve cefasından kurtulacakları o günü beklediler. Süre gecikince, Peygamber’e (A.S.) baş vurdular ve ne zaman hicret edebileceklerini sordular. Resûlüllah (ﷺ) Efendimiz susup cevap vermedi ve derken dokuzuncu âyet indi.»
Ebû Bekir Sıddîk (R.A.) henüz on sekiz, Resûlüllah (ﷺ) Efendimiz de 20 yaşında bulunuyordu. Birlikte ticarî amaçla Şam’a doğru bir yolculuk yaptılar. Konakladıkları bir yerde sidre ağacının gölgesinde oturuyorlardı. O sırada Ebû Bekir Sıddîk (R.A.) dinî konuda hatırına gelen bir meseleyi sormak üzere kalkıp yakın yerdeki manastıra gitti. Rahip ona : «Şu sidre ağacının gölgesinde oturan kimdir?» diye sordu.
Oda : «Mekkeli Abdullah oğlu Muhammed’dir; Abdülmuttalib’in torunudur» diye cevap verdi. Rahip ona : «Vallahi o peygamberdir. İsa’dan sonra ağacın altında ondan başka kimse gölgelenmedi. Şüphesiz o son peygamber olacaktır» diyerek yemin etti. Böylece Ebû Bekir Sıddîk’ın kalbine tasdîk ve yakın girdi ve artık Peygamber (ﷺ) Efendimizden ayrılmak istemedi. Hz. Peygamber (ﷺ) kırk yaşına girip nübüvvet tacını giyince, otuz sekiz yaşında olan Ebû Bekir (R.A.) Ona imân edip tasdîkte bulundu ve kırk yaşına girince de, âyette açıklandığı şekilde duâ etti.
Yukarıdaki 15-16 âyetler bu sebeple indi.
Ebû Bekir Sıddîk’in (R.A,) oğlu Abdurrahman, babasıyla birlikte İslam’a girmeyip ona muhalefet etti ve : «Üf be ikinize! Benden önce nice kuşaklar gelip geçtiği halde siz beni öldükten sonra dirilip topraktan çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?» diyerek sert çıkışta bulundu. Ebû Bekir (R.A.) ile eşi ona : «Yazıklar olsun sana! İmân et. Şüphen olmasın ki Allah’ın verdiği söz haktır» diyerek uyarılarını tekrarladılar ve bu hususta Allah’a sığınıp O’nun yardımını dilediler. On yedinci âyet bu sebeple indi.
Ahkâf sûresi İçin Tefsirciler şöyle der:
Cinler, göklerde konuşulanları gizlice dinliyorlardı. Gökler ateş parçaları ile korununca, İblis: “Göklerde meydana gelen bu olay, yerde meydana gelen bir işten dolayıdır” dedi ve haberi almak için birliklerini gönderdi. Cinlerin ileri gelenlerinden bir kafile, Nusaybin’den Tihâme’ye gitti Batn-ı Nahleye vardıklarında, namaz kılıp Kur’an okumakta olan Peygamber (a.s.)’i duydular ve “susun” deyip onu dinlediler. Rasulullah (ﷺ) okumayı bitirince iman ettiler sonra da, kavimlerini uyarmak üzere döndüler ve onları imana çağırdılar. Bundan sonra cinler peygamber (ﷺ)’e topluluklar halinde geldiler. İşte bu olay, “Hani bir grup cinni sana göndermiştik” mealindeki âyetin, nüzul sebebidir.
Ahkâf sûresi Fazilet ve Sırları
Resulullah (ﷺ)buyurdu ki: “Ahkaf Suresini okuyan kişiye, yeryüzündeki tüm kum tanelerinin sayısının on katı kadar sevap verilir, on katı kadar günahı affedilir ve on katı kadar derecesi yükseltilir.”(Ebu Suud Efendi, Ebû Suud Tefsiri (İrşâdü Aklis-Selim), 8/90)
Bu sureyi okuyup kendi üzerine üflerse inşaallah, cin ve şeytanların şerrinden korunur. Şayet yatmadan önce okuduğunda ve kendine üflendiğinde kötü rüya görmekten korunur.
Eşyaların korunması için okunur.
Şeyhzâde şöyle der: “Ahkaf suresinin 15. ayetini okuyan kişi, Allah’tan üç şey istemiştir. birincisi, Allah’ın kendisini nimete şükretmeye muvaffak kılması. İkincisi, Allah katında makbul itaat yapmaya muvaffak etmesi. Üçüncüsü, soyu içerisinde salih kişiler yaratması. İşte bu, insan mutluluğunun doruk noktasıdır.” (Ahkaf Suresinin 15. ayeti)
Yaptığı duanın acilen kabul edilmesini dileyen kişi, (duanın kabul olma şartlarını yerine getirdikten sonra) ahkaf suresinin 35. ayetini okuyup (kalp kırıklığı ve acziyet içerisinde) dua etmelidir.
Yaptığı duanın acilen kabul edilmesini dileyen kişi, (duanın kabul olma şartlarını yerine getirdikten sonra) ahkaf suresinin 35. ayetini okuyup (kalp kırıklığı ve acziyet içerisinde) dua etmelidir.
Bir kimse Ahkâf Sûresi’ni çokça okuyup Cenâb-ı Hak’tan istediğini talep etsin. Muhakkak talebi ihsan edilir ve maksuduna ulaştırılır.
إرسال تعليق