Kur’an-ı Kerim okumanın; okunduğu eve bolluk ve bereket getirmesi, şeytanları def etmesi, kalbe huzur ve ferahlık vermesi gibi birçok faziletinin olduğu bilinmektedir. Kalbin şifası olan Kur’an-ı Kerim’den, yüreğinizi ferahlatacak ayetler.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın Adıyla..
وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۜ وَاِنْ يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
En’am Suresi; 17. Ayet
“Allah sana bir sıkıntı verirse, O’ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik verirse başkası onu engelleyemez. O, her şeye Kadir’dir. ”
Bu âyette hitap Peygamber (s.a.)edir, ancak hüküm umumidir. Yani Allah bir kimseye zarar vermek isterse bütün insanlık bir araya gelse o zararı gideremez ve ona Allah’ın takdir ettiğinden fazla fayda sağlayamaz. Bir kimseye de Allah hayır murat etmişse bütün insanlık bir araya gelip o hayrı önlemek isteseler bunu da yapamazlar. Çünkü hayrı da şerri de yaratan Allah’tır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Âl-i İmran Suresi; 200. Ayet
“Ey İnananlar! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah’a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz.”
Özellikle müslümanların başından eksik olmayan olaylar karşısında sıkça okunacak ayetlerden biridir.
اِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْاَشْهَادُۙ
Mü’min Suresi; 51. Ayet
“Doğrusu Biz, peygamberlerimize ve inananlara dünya hayatında ve şahidlerin şahidlik edecekleri günde yardım ederiz.”
Şahitler, meleklerdir. Çünkü melekler, peygamberlerin ahkâmı tebliğ ettiklerine, kâfirlerin ise bunları yalanladıklarına şahitlik edeceklerdir. Ayrıca insanlara şehadet edecek olan melekler, peygamberler ve müminler, şahitlerden sayılmışlardır. İman edenlere, hem dünyada hem ahirette yardım edileceğinin müjdesini bu ayette mevcuttur.
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّا
Meryem Suresi; 96. Ayet
“İnanıp yararlı iş işleyenleri Rahman sevgili kılacaktır.”
Yani, onlara sevgisini bahşeder ve onları yaratıklarını sevme yeteneğiyle donatır, ayrıca onların hemcinsleri tarafından sevilmelerini sağlar. Sonraki ayetten de anlaşılacağı gibi, bu sevgi nimeti, insana ilahî mesaj yoluyla teklif edilen doğruluk-öğretisinin özünde mevcuttur.
اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْرًا كَب۪يرًاۙ
İsra Suresi; 9. Ayet
“Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”
Yani, ahlakî düzgünlüğe, inceliğe ve insanın bireysel ve toplumsal yararına uygun, bunlarla uyumlu olan. Bu ifadeyle söylem, günah işlemenin ya da günahkarca bir yaşama tarzı seçmenin hakkı inkar etmekle aynı anlama geldiğini gösterdikten sonra, yeniden, bu surenin 2. ayetinde temas edilmiş olan Kur’an’ın temel temasına, yani Allah’ın peygamberlerine indirdiği vahyî mesajlar aracılığıyla insana her çağda doğru yol bilgisini ulaştırdığı fikrine dönüyor.
قُلْ اِنْ ضَلَلْتُ فَاِنَّمَٓا اَضِلُّ عَلٰى نَفْس۪يۚ وَاِنِ اهْتَدَيْتُ فَبِمَا يُوح۪ٓي اِلَيَّ رَبّ۪يۜ اِنَّهُ سَم۪يعٌ قَر۪يبٌ
Sebe’ Suresi; 50. Ayet
“De ki: “Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Doğru yolda olursam, bu Rabbim’in bana vahyetmesiyledir. Doğrusu O, işitendir, yakın olandır”
“Kişinin [manevî değerlerine] ters düşen her şey, bizâtihî kendi eseridir.”
قُلْ لَنْ يُص۪يبَنَٓا اِلَّا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَنَاۚ هُوَ مَوْلٰينَاۚ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Tevbe Suresi; 51. Ayet
“De ki: “Allah’ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O bizim Mevlamızdır, inananlar Allah’a güvensin.”
Keşkelerle sürdürülecek bir hayat anlayışı hüsranla biter. Ne Yaşıyorsak hepsi Allah’ın takdiridir. Her zaman Allah’a tevekkül edip muhasebemizi yapmayı unutmamız gerekirç. Tevbe ve namazla Allah’tan isteyen mağfiret dileyen olunmalıdır. Kaderi mutlak ve kaderi muallak karşısında cüzi irademizin durumunu iyi anlayıp Allah’ın Rahmetine sığınalım.
وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ
Yunus Suresi; 105. Ayet
“Ve (bana) hanîf (Allah’ın birliğini tanıyıcı) olarak yüzünü dine çevir; sakın müşriklerden olma, diye (emredildi).”
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ
Tevbe Suresi; 129. Ayet
“Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Allah bana yeter; O’ndan başka tanrı yoktur, yalnız O’na güveniyorum; O büyük arşın Rabbidir.”
İnsanoğlu nankörlükte sınır tanıyan bir yapıya sahiptir. Tez unutup yaratıcısının verdiği bunca nimet karşısında alemlerin rabbine karşı yüz çevirenler bizleri üzmesin. Biz iman ettik ve “O bizim Rabbimizdir” Bizler kulluk bilinci ile amel etmeye gayret sarf ederiz.
وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ٓي اَذْهَبَ عَنَّا الْحَزَنَۜ اِنَّ رَبَّنَا لَغَفُورٌ شَكُورٌۙ
Fatır Suresi; 34. Ayet
“Derler ki: “Bizden üzüntüyü gideren Allah’a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.”
وَالَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذ۪ينَ سَبَقُونَا بِالْا۪يمَانِ وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا رَبَّنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ۟
Haşr Suresi ; 10. Ayet
“Onlardan sonra gelenler: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizde müminlere karşı kin bırakma; Rabbimiz! Şüphesiz Sen şefkatlisin, merhametlisin” derler.”
اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ ﴿١﴾ وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ ﴿٢﴾ اَلَّذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ ﴿٣﴾ وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ ﴿٤﴾ فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ ﴿٥﴾ اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۜ ﴿٦﴾ فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ ﴿٧﴾ وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ ﴿٨﴾
İnşirah Suresi
“Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? 2, 3. Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı? 4. Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi? 5, 6. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. 7, 8. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.”
İnşirah, Sadrımız daraldığında aklımıza ilk gelen surelerden biri olsun inşallah. Kısa olması açısından ezberlenmesi de kolaydır. Mealindeki gibi de okudukça insana ferahlık verip, ümidini taze tutan, sabır ve şükre yönelten bir suredir.
إرسال تعليق