Manevi Destek Dayanışma

Tahrim Sûresi Fazilet Ve Sırları

 Tahrim Sûresi Fazilet Ve Sırları


Kuran-ı Kerim sıralamasına göre 66. suredir. Mufassal kısmı Beşinci sureler grubunun üçüncü suresidir. 12 ayettir Medine-i Münevvere’de inmiştir ve hukuki konuları ele alan surelerdendir. Bu sureye el-Müteharrim suresi, ”Lime tuharrim” suresi, en-Nebi (sa) suresi adları da verilmektedir.

Tahrim Sûresi Konusu

Bu sûre “Nübüvvet evi” ve mü’minlerin anneleri (r. anhunne) Rasulullah (s.a.v)’m pâk eşleri ile ilgili hükümleri konu edinir. Bu da müslüman evine şekil verme ve mutlu aileye en güzel örneği arz etme çerçevesinde ele alın­maktadır.

Bu mübarek sûre, başlangıçta Rasulullah (s.a.v)’in cariyesi Mâriye el-Kıbtî’yi kendisine haram kılmasından ve bazı pak eşlerinin isteklerini ye­rine getirmek için onunla beraber bulunmaktan sakınmasından bahseder. Allah’ın, Peygamberi (a.s.) için genişlettiği şeyi, Peygamber (a.s.) kendisi­ne daralttığı için ona bir sitem geldi. Ki bu sitem ince ve kibar olup Allah’­ın, kulu ve resulü Muhammed’e (s.a.v.) olan inayetini gösteren bir sitemdir: “Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını isteyerek, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun?”

Bu mübarek sûre, önemli bir olayı ele almaktadır ki o da eşler arasın­da vuku bulan sırrı yaymaktır. Bu ise, evlilik hayatını tehdit eder. Sûre bu olaya, Allah resulünü misal getirmiştir. Rasulullah (s.a.v) Hafsâ’ya (r. anhâ) bir sır vermiş ve ondan bunu gizli tutmasını istemişti. Hafsâ bunu Aişe’ye (r. anhâ) anlatmış ve neticede sır yayılmıştı. Bu olay Hz. Peygamber (s.a.v)’i kızdıran ve hatta eşlerini boşamasını düşünecek duruma getiren bir olaydır: “Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti…”

Bu mübarek sûre, Peygamber (s.a.v)’in eşlerini, aralarında rekabet çı­kıp basit şeylerden dolayı birbirlerini kıskanınca sert ve şiddetli bir şekilde kınamış ve Allah’ın, Peygamberine (s.a.v.) yardım etmek maksadıyla onla­rın yerine ona daha hayırlı eşler vermekte tehdit etmiştir: “Eğer o sizi boşarsa, Rabbinin ona sizden daha iyi, kendini Allah’a teslim eden, inanan, sebatla İtaat eden, tevbe eden… hanımlar vermesi umulur”

Sûre iki misal getirerek sona erer. Birincisi salih mü’min bir kişinin nikâhında bulunan kâfir eş için misal; ikincisi kâfir ve günahkâr bir adamın nikahında bulunan mü’min eş için misaldir. Bunu, insanın salih ameli ol­mazsa, ahirette ne bir kimsenin başkasına fayda vereceğine, ne de hasep ve nesebin yarar sağlayacağına kulların dikkatini çekmek için getirmiştir:

«Allah, inkâr edenlere Nuh’un karısı ile Lût’un karısını misal verdi. Bu iki­si, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhında iken onlara hainlik ettiler (Allah’ı inkâr edip sonra da iman etmediler). Kocaları, Allah’tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Ateşe girenlerle beraber siz de gi­rin” denildi. Allah, inananlara da Firavunun karısını misal gösterdi. O, “Rabbim! Bana katından, cennette bir ev yap…” demişti.» Bu, sûrenin, iman ve erdem temellerini sağlamlaştırmak hususundaki hedeflerine ve havasına uygun parlak bir sona erdirmedir. Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetüt-Tefasir

Tahrim Sûresi Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

  1. Ey Peygamber! Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi eşlerinin rızasını gözeterek niçin kendine haram edi­yorsun. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  2. Allah, yeminlerinizi  çözmenizi size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah’tır. O, bilen, her şeyi hikmetle idare edendir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygambere açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Pey­gamber bunu ona haber verince eşi “Bunu sana kim ha­ber verdi?., dedi. Peygamber “Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana haber verdi” dedi.
  4. Eğer ikiniz de Allah’a tevbe ederseniz (sizin için daha iyi olur.) Çünkü kalpleriniz eğrilmişti. Ve eğer Pey­gambere karşı birbirinize arka verirseniz şüphesiz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve sâlih mü’mini erdir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
  5. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, kendini Allah’a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, hicret eden, dul ve bakire eşler ve­rebilir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insan­lar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, sert tabiatlı, Allah’ın emirlerine karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
  7. “Ey kâfirler, bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz”  denilir.
  8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandır­mayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların, nurları, önlerinden ve yanla­rından koşar da, “Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bi­zi bağışla, çünkü Sen her şeye kadirsin” derler.
  9. Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehen­nemdir. O ne kötü, gidilecek yerdir.
  10. Allah inkâr edenlere, Nuh’un karısı ile Lût’un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah’tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
  11. Allah, inananlara da Firavun’un karısını misal gösterdi. O, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavundan ve onun (kötü) işinden koru ve beni bu zalim topluluktan kurtar!” demişti.
  12. Irzını korumuş olan, İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.

Tahrim Sûresi Nüzul Sebebi

Rivayete göre Peygamber (s.a.v), günlerini, eşleri (r. anhunne) ara­sında taksim ederdi. Hafsa’nın günü gelince, Hafsa, anne ve babasını ziyaret için Rasulullah (s.a.v)’tan izin istedi. Rasulullah (s.a.v)’da ona izin verdi. Hafsa gidince, cariyesi Mâriye el-Kıbtî’ye haber gönderip onu getirtti ve Hafsa’nın evinde onunla birlikte oldu. Hafsa dönüp onu evinde görünce büyük bir kıskançlık hissetti ve şöyle dedi: “Ben yok iken, onu evime sokup, yatağımda onunla birlikte mi oldun?! Bunu sadece, beni hakir gördüğün için yaptığın kanaatindeyim.” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) gönlünü almak için ona: “Mâriye’yi kendime haram kıldım. Bunu sakın hiç kimseye söyle­me” dedi.

Rasulullah (s.a.v) Hafsa’nın yanından çıkınca, Hafsa, Âişe ile kendi arasındaki duvara vurdu ve Peygamber (s.a.v)’in sırrını ona bildirdi. Hafsa ile Aişe, birbirleriyle sıkı fıkı idiler. Rasulullah (s.a.v) bu olaya kıza­rak bir ay eşlerinin yanma girmemeye yemin etti ve onlardan ayrıldı. Bu­nun üzerine Yüce Allah, “Ey Peygamber! Allah’ın helal kıldığını niçin ken­dine haram kılıyorsun?” mealindeki ayeti indirdi.[Taberi, 28/101; Savi Haşiyesi, 4/219]

Rivayete göre Rasulullah (s.a.v) eşi Zeyneb’in yanma girer ve ora­da bal içerdi. Bunu gören Âişe ve Hafsa, Rasulullah (s.a.v) kendilerine yak­laştığında ona “meğâfir yemişsin” demek üzere anlaştılar. Meğâfir, tatlı fa­kat kötü kokusu olan bir yiyecektir. Rasulullah (s.a.v) Hafsa’nın yanma varınca Hafsa bu sözü ona söyledi. Sonra Rasulullah (s.a.v) Âişe’nin yanına girdi. O da aynı şeyi söyledi. Rasulullah (s.a.v) kendisinden kötü bir koku­nun yayılmasını istemezdi. Rasulullah (s.a.v) “Hayır, fakat ben Zeyneb’in yanında bal içmiştim. Bir daha onu içmeyeceğim” dedi ve buna yemin etti. Bunun üzerine: “Ey Peygamber! Allah’ın helal kıldığını niçin kendine ha­ram kılıyorsun?” mealindeki ayet indi. Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetüt-Tefasir.

Abdulkadir Geylani Bu sure Hakkında

Ey Hz. Muhammed’e (sav) inanan ve ona güven veren ve hakkın gaypten şuhuda gelen ve esma-i ilahi ve sıfat-ı ilahiye ayrılan kelimelerine sahip çıkan kimse; bütün vakitlerinde gayb aleminden zuhur alemine gelen emirleri takip etmen gerekir, oradan da ilahi sevgi ile rahimlere ulaşan  emirleri takip et. Kendini tamamıyla Allah’a vermen ve ondan başkasıyla ilgilenmemen gerekir, onun yarattığı bütün her şeyi izlemen lazım. Ondan bir saat bile asla gafil kalma, eğer ondan gafil kalırsan çok büyük hüsrana uğrarsın ve pişmanlık duyarsın, uyanık olanlardan olmalısın. Rabbiniz kalplerimizi sapıtma bize katından rahmet eyle. Zira verenlerin en hayırlısı sensin.

Tahrim Sûresi’nin Fazileti Ve Yararları 

Kim Tahrîm sûresini okursa, Allahü teâlâ ona Tevbe-i nasûh ihsan eder. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî)

Hasta üzerine okunursa Allah’ın izniyle elemi diner

21 defa okuyanın düşmanı dost olur.

Her gün sabah namazının farzı ile sünneti arasında sağ eli ile alnını tutarak Tahrim Suresinin 8. ayetini 15 defa okuyup her okudukça: [Ya nûru yâ Basîru. Yâ nûru yâ Basirû] diyen ve sonra 15 defada [Yâ Rabbi kavvi basarî. Allahümme eşfi enteş-şâfî. Allahümme ‘âfi entel-mü’âfi] söyleyen kimsenin Allah’ü Teala’nın izniyle gözleri ağrımaz. ve gözlerinde hastalık varsa, Allah’u Teala’nın izniyle şifa bulur.

Tahrim suresini, karı-kocanın iyi geçinmeleri için okurlarsa, maksatların nail olurlar.

Eşlerin karşılıklı daime iyi geçinmeleri için okunur.

Kocasından zulüm gören bir Müslüman kadın, Tahrim suresinin  11. ayetini okumaya devam ederse, Allah’u Teala Hazreti Asiye’yi firavundan kurtardığı gibi onuda kurtarır.

Sihir ve büyüye, Ağrı ve Sancıya, borç ve yoksulluktan kurtulmaya, eşlerin iyi geçinmeleri, göz sancısı için okunur.



Post a Comment

أحدث أقدم

Ziyaretçiler

Gayb Alemi