Doyumsuzluk Teknoloji İle Mi Geldi:
Teknolojik araçlar ve aletlerle birlikte insanlara mutsuzluk virüsü bulaşmakta ve her geçen gün hızlıca bu virüs yayılmaktadır. Bir telefon almak için; en iyiyi almak, marka seçimi, bütçemizi ve teknolojik yenilikleri araştırır karar verir telefonu alırız. Kısa bir müddet sonra daha ileri teknolojik seviye bir cep telefonu görünce kendimize aldığımız telefon hakkında olumsuz yaklaşım ve değiştirme modunu girer süreci başlatırız.
Türkiye’de bu rahatsızlık fazlaca mevcut çok kısa zaman dilimi içinde teknolojik doyumsuzluk nedeni ile telefon değiştirme çokça yaşanmaktadır.
Doyumsuzluk Nedir? Nasıl Tanımlanır:
İnsanın, hayatı boyunca hep daha fazlasını elde etme arzusu için koşturur bir türlü mutlu olmayı da başaramaz. “Doyumsuzluk, her şeye sahip olunmasına karşın kişinin kendini mutlu hissetmeme halidir.” Kişinin devamlı kendini mutsuz hissetmesi bu virüse yakalandığının belirtisidir. Bu virüs teknolojik aletlerde kullanılan dalga boyutları ve insan zafiyetleri algı ile birlikte hızlıca yayılmaktadır.
Doyumsuzluk artık öyle bir sınıra geldi asgari ücretle çalışan bir işçi en üst düzey seviyede 5 bin ile 10 bin tl arasında cep telefonu taşımaktadır. Yiyecek ekmeğe muhtaç olan, kirasını ödemede zorluk çeken bu sınıf nasıl bir doyumsuzluğa yakalandığının ne yazık ki farkında değildir.
“Şübhesiz bu dünyâ malı, (sanki) yeşil renkli, yemesi tatlı bir meyvedir. Her kim bu malı hırs duymadan alırsa, omal kendisi için bereketli kılınır. Her kim de bunu hırs ile alırsa bu mal, alan kimse için bereketli olmaz. O kimse, yiyen fakat doymayan kimse gibidir.”Buhârî, Zekât 51; Rikâk 11; Nesaî, Zekât, 50; Muslim, Zekât 96
Diğer bir grup insanda hayatlarında her şeye sahip olmalarına rağmen mutsuzdur. Bunun farkı sebepleri olabilir. Biz teknolojik doyumsuzluk yönüne bakarak onlar içinde gösterişle gelişen, ne derler hastalığı doyumsuzluklarını görgüsüzlüğe de çevirmektedir. arzuladıkları şeyler her şeyi yapan bu kesim hedeflediğine ulaşamadığı müddetçe çok mutsuz demektir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) su tüketimi konusunda da ashabını uyarmıştır. Sa’d (r.a.) abdest alırken Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından uyarılınca “Abdestte israf var mı?” diye sormuş, Resûlullah (s.a.v.) bunun üzerine “Akan bir nehir üzerinde bile olsan evet” şeklinde cevap vermiştir.
Maalesef son yıllarda mutsuzluk ve doyumsuzluk hat safhaya çıkmış boyuttadır. İnsanlar da bu durum ruhsal rahatsızlık boyutuna varan bir dereceye ulaşmıştır.
Sahâbenin Allah Resûlü’ne (s.a.v.) rahat bir yatak almak isteğine karşılık Hz. Peygamber (s), “Benim dünya rahatı ile işim yok. Dünyada ben bir ağacın altında gölgelenip sonra oradan ayrılıp giden bir yolcu gibiyim” buyurmuştur.
Birçok hastalığın ruhsal nedenlerden kaynaklı oluştuğu bilinmektedir. “Eğer ruhsal sağlığınız yerindeyse, doğal olarak da sağlıklısınızdır” demektir. Strese bağlı yaşanılan bir hayat sizi bitirir. Mutsuzluk da ruhsal bir hastalıktır doyumsuzluk gibi. Teknolojinin esiri ve düşmanı olmayalım ruhsal sağlığınıza dikkat ediniz ve hayatın değerini bizim için ne kadar önemli olduğunu kavramalıyız. Aşırı tutkunluk körlüğü ve sağırlığı getirdiği gibi tüm hastalıkları tetikler.
“Kim gücü yettiği halde Allah (c.c.) için tevâzu göstererek (pahalı) elbise giymeyi bırakırsa, Allah (c.c.) onu kıyamet gününde herkesin huzurunda çağırır ve dilediği iman elbisesinden giymesi için onu serbest bırakır.” Tirmizî
إرسال تعليق