Manevi Destek Dayanışma

 

Düşünce Ve Arzularımızı  İyi Yönde Kullanalım


Bismillahirrahmanirrahim


Amele döktüğümüz ve düşünüp planladığımız tercihlerimizle hayatımız devam eder. Bazen tercihlerimiz başarı, bazen de hesapta olmayan üzücü sorunların çıkmasına sebep olur. Hayatta istediği adımı atamayıp arzu ettiği başarıya ulaşamayan kardeşim bu satırlar senin için olacak.

“Arzu ettiklerini kontrol edecek becerin yoksa onun esiri olursun. Onları yönetecek yeteneği kendinde bulmuş isen hakiki gücü de bulmuşsun demektir.”

Bir hikaye ile devam edelim konumuza ne dersiniz hemen hikayeye geçelim; 

Sık sık evinin kapısını çalıp bir şeyler dilenen kadından rahatsız olan ev sahibi hanım bir gün yine aynı dilencinin gelmesi ile biraz bekleterek sana bir şeyler vereceğim der.

Mutfakta bir ekmek arasına peynir ve zeytin koyar birde arasına haşarat öldürücü kuvvetli bir zehir de döküp dilenci kadına verir.  Dilenciye ekmeği alınca “Allah razı olsun” der ve oradan ayrılır. Gezmekten yorulan dilenci kadın bir caminin avlusunda, dinlenip verilen ekmeği yiyeceği sırada karşında elini yüzünü yıkamak da olan gencin kendine baktığını görür ve Dilenci kadın herhalde yoldan gelmiş yorgun aynı zamanda da açtır diyerek hamlesini yapar ve ekmeği gence verir.

Bu arada ekmeği dilenciye veren evin hanımı da asker olan oğlunun uzun zamandır teskeresini beklemektedir. Oğlunu düşünürken kapısı çalar evin hanımı açınca karşısında oğlunu bitkin bir halde bulur. Sevinçle karışık üzüntü içerisinde kalır sakinleştikten sonra oğluna neler olduğunu sorar acıyla kıvrılan oğlu durumu şöyle anlatır;

Biraz önce camide dinlenip elime yüzüme su vuruyordum. Bir kadın beni yorgun ve aç olduğumu düşündüğü için peynir ve Zeytinli bir ekmek bana verdi bende yedim. Böyle söyleyince bu ekmeği hatırlar ve başından aşağı kaynar sular dökülür. Ben ne yaptım? dövünse de artık iş işten geçmiştir. Aslan gibi evladı gözünün önünde hayatını kaybeder.

Her Ne Doğrarsan Aşına O Çıkar Karşına

Bu hikaye hakkında düşünelim bize ne veriyor onu alalım. Olay üzücü olsa da alınması gereken dersler var. Bunun gibi hayata dair yaşanmış birçok hikaye ile doludur yaşamamız.

Biz iyi olalım ki kötülük hanemizde ” kalbimizde”  yer bulmasın. Unutmayın ki başkaları için düşünüp arzu ettiğimiz şeyler bir gün sizin başınıza gelmesi muhakkaktır. Hatırlatalım halk arasında çok kullanılan bir deyim vardır; “Gülme komşuna gelir başına” gibi. 

Bir hadis-i şerifte de “Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.” (Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507 dair hadisi şerif vardır. Neymiş kardeşler kınama- eleştirme- Altından kalkamayacağın arzuların peşine düşme bunlar biraz düşünelim.

Kaygı Ve Korku Bataklığından Kurtulup Yeniden Başlamak: 

İnsan kaçındığı başarısızlığın batağına korku ve kaygı endişesi ile düşer. Size diyorum ki inancınızı kaybetmeyin arkadaşlar ve sözünüze bağlı kalın başarısızlık inancımızla iyi niyetimizle sizin için başarı olarak şekillenecektir.

Kaygı duyan kardeşlerim sonrasını düşünerek boşluğa düşerler. İnsan içinde bulunduğu andan uzaklaşınca bu belirsizlik geleceğe Korku ve kaygıyı, geçmişe döndüğünde ise pişmanlık ve hüzün kendisinde hakim olur.Bazı insanlar emekler, çaba gösterirler ama bir türlü başarılı olmak için adım atamazlar. Başarılı bir insanın haber olmuş yaşantısına bakarız, haberlerde anlatılan manşet “sıfırdan başlayan bu kişi şimdi şu kadar işçi çalıştırıyor” gibi. 

Peki ki nasıl oluyor “ Elon Musk kalorifer dairesinde çalışan bir işçiydi. Ne ara bu adam, bu yaşında dolar milyarderi olup çıktı derseniz. Dolar milyarderi ailelerin seçtiği ve zengin ettiği bir para aklayıcı ve yönlendiricisidir. Bunun gibi çok başarılı gözüken dünya zenginleri arasına giren isimler mevcuttur. Bunlara aldanmayın derim önemli olan gerçekleri görmektir.

Yahu o zaman şimdi bizde beyaz atlı Bir zengin mi beklememiz lazım diyebilirsiniz. Boşa bekleme gelmeyecek. Zengin olma arzusu bazen kişinin kör olmasına ve gerçekleri görememesine sebep olur.

“Definecinin en büyük hatası  altına odaklanarak hayal kurmasıdır. Devamlı altını araması altını devamlı şekilde değerli düşünmesi onunla hayal kurması bilinçaltında onun için altından başka değerli bir şeyin olmadığını kendisine kazandırır. Bu yüzden başka şeyleri değersiz görür. Defineci ulaşılması gereken hedefe bu düşünceden dolayı ulaşamaz.”

İnançla yürüyün, başarısız olmak sizi yıldırmasın, sürünüp, düşseniz bile bu satın alamayacağınız bir tecrübedir.

 Başarısızlık Başarının Yol Göstericisidir.

O zaman dostlarım neymiş Hata yapmaktan korkmamalıyız. Adım atmalı sonra keşke yapsaydım dememek için de aklımızı, davanızı, gönlümüzde taşıdığınız o sevgiyi başarıyla buluşturun, düşseniz bile tekrar kaldığınız yerden devam edin.

“ Bir bilgisayar oyunu 3. level’de oyun oynayan burada yenilse oyuna sıfırdan başlanmaz. Tekrar 3. level’den başlar yandığı yere geldiğinde tehlikenin boyutu daha önceki tecrübesinden bilir ve hatasını tekrarlamadan o bölümü geçecek belki de oyun sonlandırılacaktır.”

Hayatınız Sıkıcı İse Nasıl Düşündüğüne Bakın:

Şu an yaşadığınız hayat size sıkıcı gelebilir. Bu sizin mutlu olmadığınızı gösterir. Ufak mutluluklar gerçek hedeflerin gölgesinde kısa sürer. O zaman nasıl düşündüğünüze bakın ve orada bir şeylerde eksiklik var olduğunu göreceksiniz. Farklı bir davranış içerisine girerek hatalarını ve eksiklerinizi görebilirsiniz. Bulunduğunuz yerden bir üstte çıkın o zaman düşüncelerinizin gerçekleşmeme sebeplerini görme imkanı bulursunuz. Bu konu ileride yazı hazırlayacağız inşallah .

Memnun olmadığınız bir hayatın yaşanması kaybedilmiş bir zaman dilimi olarak size sadece acı ve Hüzün bırakır.

Kendinizle Barışın İnancınızı Öne Çıkarın:

İnsan ilk önce kendiyle barışık olmalı. İnançla yaşamalı, kimseye kin gütmemeli ve başkalarına verilenden dolayı hased etmemeli. Bulunduğun mevcut hali daha iyi dönüştürebilmenin çabası içerisinde ol, israftan kaçın, sade bir yaşam elde etmek için gayretli olmalı. Sadelikle ilgili yazımız olacak…

Bir hadisi şerif ile yazımızın  sonuna doğru gelelim bakalım hadiste ne diyor  üzerinde düşünmemiz de fayda var buyurun Arkadaşlar şimdi hadis okuyalım:

“Ben hiçbir Müslümana kin gütmem Allah’ın bir başkasına verdiği nimeti asla kıskanmam.”

Peygamber Efendimize on yıl boyunca hizmet eden ve Allah Resulü’nün terbiyesinde yetişen Enes b. Mâlik ra. anh anlatıyor: Resul-i Ekrem Efendimiz ile oturuyorduk. Allah Resulü: ‘Birazdan yanınıza cennetlik bir adam gelecek, onu görmek ister misiniz?’ buyurdu. Çok geçmeden Medineli bir sahabe çıkageldi. Ayakkabılarını elinde tutuyor, yeni abdest aldığı için sakalından sular damlıyordu.

Ertesi gün Efendimiz sözlerini tekrarladığında aynı sahabe mescidin kapısında beliriverdi. Bu durum üçüncü gün yine aynı şekilde yaşandığında ashab-ı kiramdan ilme ve ibadete düşkünlüğü ile tanınan genç sahabe Abdullah b. Amr, Medineli sahabenin peşine düştü.

Abdullah b. Amr’ın Merakı, bu sahabe, hangi ibadeti ya da hangi özelliği sayesinde cennetle müjdeleniyor, Allah Resulü bu müjdeyi neden üç gün boyunca tekrarlıyordu? Abdullah b. Amr bunu öğrenmeli ve Medineli Sahabeyi cennete götürecek ameli kendisi de hayata geçirmeliydi. Medineli sahabenin kapısını çalarak, kalacak bir yerinin olmadığını, bir süre kendisini misafir etmesini rica etti. İsteği kabul edilince de üç gece bu sahabenin evinde kaldı ve onunla aynı odada yatıp uyudu.

Abdullah bu süre zarfında adamın davranışlarında bir farklılık göremedi. Gün boyu diğer Müslümanların yapmadığı ve sadece bu zatın yaptığı özel bir şey yoktu. Gece yarısı uyanıp ev sahibinin ne yapacağını merak etti. Acaba kaç rekat gece namazı kılacak, Rabbine yalvarırken neler söyleyecek, gözünden nasıl yaşlar dökülecekti?

Geceler boyu boşuna bekleyip durdu. Ev sahibi, geceleri kalkıp ibadet etmiyor, sabah namazına dek uyuyor, sadece uyanıp yatağında sağına soluna dönerken Allah’ı zikrediyor, tekbir getiriyordu. Büyük bir serveti olmadığı için sadaka dağıtamıyor ancak konuşmasına çok dikkat ediyor, dilinden hayırlı ve güzel sözler dökülüyordu.

Abdullah nihayet üçüncü günün sonunda işin aslını ev sahibine anlatarak şöyle dedi: “Hz. Peygamber üç gün üst üste ‘Birazdan yanınıza cennet halkından birisi gelecektir.’ buyurdu. Efendimizin bu sözlerinden sonra her defasında sen çıka geldin. Bunun üzerine ben de birkaç gün senin yanında kalarak seni cennet halkından yapan amelini öğrenip onu işlemek istedim. Fakat bu üç gün içerisinde büyük bir amel yaptığını görmedim. Acaba seni bu mertebeye hangi amelin ulaştırmış olabilir?”

Sahabe, Abdullah’a şu cevabı verdi: ‘Senin gördüğünden başka yaptığım bir ibadetim yok.’

Abdullah gitmek üzere ayağa kalktı. Aradığı cevabı bulamamıştı. Resul-i Ekrem bu adamı neden hem de üç kez üst üste Cennetle müjdelemişti. Bu adamda olup da kendinde ve diğer kimselerde olmayan özellik hangisiydi?  Bunları düşündüğü sırada Medineli sahabenin sesini duydu: ‘Dur yeğenim, söylediğim gibi gördüğünün dışında benim hiçbir amelim yoktur, ancak şu var ki ben hiçbir Müslümana kin gütmem ve Allah’ın bir başkasına verdiği nimeti asla kıskanmam.’

Abdullah bunun üzerine: ‘Seni Cennetlik yapan ve bizim sahip olamadığımız şey işte budur.’ dedi.”  Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 166. 

Çaresizlik ne çaresiz bir durumdur Dostlar. Çare “Biz Allah’tan geldik tekrar Allah’a döneceğiz” kanaatle, azimle, planladığımız ne varsa sistemli aç gözlü olmadan kimseye kin beslemeden, hased etmeden çalışarak kazanabiliriz. Ayrıca sade bir yaşam bizim için huzur olacaktır. Sağlıcakla kalın….

Post a Comment

أحدث أقدم

Ziyaretçiler

Gayb Alemi