Manevi Destek Dayanışma
El-Müteali  Esması




المتعالي

 

Allah’ın isimlerinden (Esma-i Hüsna) biridir. “Müteali”, “izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce” anlamına gelir. Bu isim Kur’an-ı Kerim’de sadece bir âyette, “büyük, ulu” anlamına gelen “kebir”  İsmiyle birlikte kullanılır. Bu âyette insanların dünyada hizmetine sunduğu nimetleri hatırlatan ve bunları düşünüp ibret almasını isteyen Allah Teala, O’nu inkar etmenin imkansızlığına ve inançsızları ahirette bekleyen azaba dikkat çektikten sonra, ilahi bilginin sınırsızlığına işaret ederek, “O gaybı da bilir, akıl ve duyularla davranan şeyleri de, O ululardan ulu, yücelerden yücedir (müteali)” (er Ra’d 13/9) buyurmakta ve bütün varlıkların en üstünde bulunduğuna dikkat çekmektedir.

“Müteali” ismi Kur’an-ı Kerim’de bir âyette geçmekle birlikte, “müteali” isminin kökünü oluşturan “ulüv” kelimesinden türeyen “ali” ismi ile “teala” kelimesi de Allah’a izafe edilmiştir. “Müteall” ismiyle aynı anlama gelen “teala” kelimesiyle Allah’ın akla gelebilecek her türlü noksanlıktan yüce ve uzak olduğu, eşi ve benzerinin olmadığı dile getirilerek mutlak yüceliği ve bu yüceliği ortaya koyan en belirgin vasfı olan mutlak birliği sıklıkla ifade edilmiştir. (mesela bk el A’raf 7/190, el-İsra 17/43, Taha 20/114, el-Mü’minun 23/116)

*-*

“Müteali” ismi Hz. Peygamber (sav) tarafından da Allah’ın isimleri arasında sayıldığı gibi (Tirmizi, “Daavat”, 82, Ibn Mace, “Dua”, 10), bu isimle aynı kökten gelen ve aynı anlamı ifade eden “teâla” kelimesi de Hz. Peygamber’in dualarında yer almıştır. Nitekim bir duasında Hz. Peygamber, “Allah’ım! Senin bütün kusurlardan uzak olduğuna inanır (tenzih), sana hamd ederim. İsmin mübarektir, şanın her şeyden yücedir (Teâlâ), senden başka ilah yoktur” (Ebû Dâvûd, “Salât”, 119, 120; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 50, 69) şeklinde Allah’a niyazda bulunmuştur.

“Müteâli” ismi bir yandan Allah Teâlâ’nın bütün üstün özelliklere sahip olduğunu, diğer yandan O’nun yaratılmışlara benzemekten ve bütün eksik özelliklerden uzak bulunduğunu ifade etmektedir. Bu yönüyle “müteâli” ismi İslam’ın özünü oluşturan ve Allah ile yaratılmış varlıklar arasında mutlak bir ayrım yaparak, O’nu akla gelebilecek her türlü kusur ve eksiklikten uzak tutmayı ifade eden “tenzih” inananı doğrudan ortaya koyan bir isimdir. 

*-*

Allah Teâlâ’nın müteâli oluşu mekân açısından yüksekte olmasını değil, O’nun gerek zatı ve sıfatları açısından gerekse fiilleri açısından mutlak yüceliğe sahip olduğunu ifade eder. O’nun zatında, sıfatlarında ve fiillerinde kendisine denk bir varlık yoktur. O, ne kadar yüce ve şerefli olursa olsun insanın aklına gelebilecek her türlü mertebeden daha da yücedir. Allah Teâlâ yetkinliğini belirten bu özellikleri sebebiyle insanlar tarafından ilah olarak kabule ve kendisine ibadet edilmeye yegane layık olandır.

Müteali olan Allah, yücelik ve hükümranlıkta  kendisine eşit ya da ondan üstün varlık olmayan, her açıdan övgüye layık, bütün olumlu nitelikleri kendisinde toplayan ve yergi ifade eden bütün olumsuzluklardan kesin biçimde uzak olandır. Bu yücelik ve üstünlüğün insanlar tarafından tam olarak idrak edilmesi ise mümkün değildir.

*-*

“Müteali” isminin, Esma-i Hüsna’dan “varlıkların en üst mertebesinde olan” anlamındaki “ali”, “tam olarak idrak edilemeyecek biçimde yüce olan” anlamındaki “azim”, “yücelik sahibi” anlamındaki “celil”, “çok büyük” anlamına gelen “kebir” ve “mütekebbir”, “her türlü eksiklikten uzak olan” anlamındaki “kuddûs”, “şanı ve şerefi yüce olan” anlamındaki “mecid” isimleriyle anlam yakınlığı bulunmaktadır. Allah Teâlâ’nın yüceliğini çeşitli açılardan vurgulayan bu isimler içerisinde “ali” ismiyle birlikte “müteali” ismi, bu yüceliği daha şümullü ve belirgin bir biçimde vurgulayan isimlerdir (bk. ALI; AZİM; CELIL, KEBIR, KUDDUS; MECİD, MÜTEKEBBİR).

Allah’ın “müteâli” isminin anlamını tam olarak kavrayan bir mümin, O’nun bütün eksikliklerden uzak, üstünlük sahibi, yüce bir varlık olduğunun bilincine varır. O’nun büyüklüğünün, diğer varlıklar için düşünülebilecek her türlü maddi ya da manevi büyüklükten farklı ve insan idrakinin ötesinde olduğunu kavrar. Bu mümin, yücelik açısından O’na benzeyen, eşit ya da denk başka bir varlığın  bulunmadığını da bilir, her şeyin O’nun emrine ve hükmüne tâbi olduğunu kavrar. Şanına, yüceliğine yakışmayan her türlü inanç ve düşünceden uzak durur. Böylece Allah’a olan saygı, bağlılık, itaat ve kulluk hissi gelişir. Müminin, yaratıcısını ve O’nun karşısında kendi konumunu bilen kulluk bilinci yerinde bir insan olması İslam’ın hedeflediği temel ilkelerden biri olduğu için, “müteali” ismi bu hedefe ulaştıran isimlerden biridir. Nitekim “Teâlâ” kelimesinin günlük hayatta “Allah” ismine eklenerek “Allah Teâlâ” (yüce olan Allah) şeklinde kullanılması da, müminlerin ilahî varlığın yüceliğini her an itiraf ettiklerinin ve bu bilince erişme yolunda ilerlediklerinin bir göstergesidir. Kaynak: Temel İslam Ansiklopedisi

El-Müteâlî esmasının ebced değeri, zikir sayısı:

Ebced değeri ve zikir sayısı ; 551

Zikir günü ; Cumartesi

Zikir saati ; Zuhal (Sabah erken güneş doğarken ve yaklaşık ikindi namazı sonrası. Gece okumalarında tam gece yarısı)

El-Müteali isminin Özellikleri, Fazileti ve Faydaları:

El-Müteali ism-i şerifi, düşmanın helaki için 7 gün devamla her gün 1000 kere “Ya Müteali Celle Celalühü” diyerek okunur.

El-Müteali ism-i şerifi,  Bu kimseye düşmanları kötülük yapamaz. Düşmanlara galip gelir ve herkes tarafından sözün kabulü için “Ya Müteali Celle Celalühü” diyerek  541 kere okunur.

“Ya Müteali” esmasını zikreden salaha ve feraha erer.

El-Müteâlî ism-i şerifinin zikrinde büyük veliler zikir adedine itibar etmeyerek bu mübarek ismi çokça zikretmişlerdir.

Ya Müteali esmasını her gün 600 defa zikredenler, her türlü belâdan ve afetten korunurlar. Allah’ın izni ve keremiyle maksadına ulaşırlar.

El-Müteali esmasını çokça zikretmeye devam eden kimse arkadaşlarından daha ileri bir makamı elde eder. Belirtilen miktarda zikrine devam eden kişi devletle işi olursa kolayca gördürür. 

5 vakit namazdan sonra 551 kere ” Ya Müteâlî celle celâlühû ” zikrine devam eden bütün işlerinde başarılı olur. Her yerde ilgi ve itibar görür, sevilir sayılır. Günah işlemekten ve dinin hoş görmediği şeylerden kurtulur. 

El-Müteali esmasını zikreden kimse zorluklardan, şiddetten ve zahmetlerden kurtulur. Kötülüklerden muhafaza olunur.

El-Müteali esmasını zikreden kimse her bakımdan güçlenir ve kuvvetli olur. Makam ve mevkisi yükselir. Dua ve istekleri geri çevrilmez.

Bir kimsenin yanında bir işi olan kimse, oraya gitmeden önce “Ya Müteali” ism-i şeridini okur da öyle giderse, işi Allah’ın izni ile o işi hallolur. Zor işleri kolaylaşır.

Hayızlı kadın hayız günlerinde El-Müteali ism-i şerifi, “Ya Müteali Celle Celalühü” diye okursa; Allahü Teala hazretleri onun halini ıslah eder, kendisini düzeltir.

Hakim ve amirler nezdinde hürmet ve riayet görür. Onlardan beklediği istekleri kabul görür.

Hasımları karşısında barınamazlar.

Güçsüz bir kimse okursa her bakımdan kuvvete malik olur. 

Post a Comment

أحدث أقدم

Ziyaretçiler

Gayb Alemi