Manevi Destek Dayanışma

 

Er-Rabb


Ya Rab esması 


Rab, yarattığı her şeyi olgunlaştırıp onu takdir ettiği kemale erdirendir. Allah kendisinin belirlediği şekilde her varlığa bir biçim vermiştir. O, insanların bedenlerini dilediği şekilde yaratan, onlara bir süre belirleyip ardından varlıklarına son verendir. 

Rab, düzelten, iyileştiren, düzenleyen ve ayakta tutan anlamlarında gelir.

Rab, Bir şeyi düzelten, gereğini yerine getiren ve eksikliklerini tamamlayana Rab denilir. 

Rab, daha çok kendisine ibadet edilen mabud anlamında kullanılır. 

Yüce Allah bütün varlıkları yaratan ve rızıklarını verendir. Kainattaki her bir varlığın bütün ihtiyaçlarını giderip onları bizzat terbiye eden ve hiç bir vezir ve yardımcısı olmayan ve asla öyle bir şeye ihtiyacı da bulunmayandır.

Kuran’da Allah ismi 2697 kez, Rab ismi ise Allah isminden sonra en fazla geçen isim olarak 962 kez geçer.

Ya Rab esması ebced değeri ve zikir sayısı : 202

Rab ismi de terbiye etme fiiline dayanır.

Kur’an-ı Kerim, besmeleden sonra “Hamd, âlemlerin Rabbı Allah’a aittir” cümlesiyle başlamaktadır. Nâzil olan ilk 30 sûrede “Rab” ismi 80 kez geçer.

Kuranda Rab esmasının geçtiği ayetlerden bazıları 

“Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” Fâtiha 2

“O (Rab ki) yeryüzünü sizin için bir döşek, gökyüzünü de tavan kıldı. Gökten su indirdi ve onunla size rızık olarak (çeşitli) ürünler çıkardı. (Öyleyse bütün bu gerçekleri ikrar edip) bildiğiniz hâlde Allah’a eş/ortak/denk koşmayın.” Bakara 22

“Ehl-i Kitap’tan kâfirler ve müşrikler Rabbinizden üzerinize hiçbir hayrın gelmesini istemezler. Allah rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük bir fazilet sahibidir.” Bakara 105

“De ki: “O hem bizim Rabbimiz hem de sizin Rabbiniz iken, Allah hakkında bizimle tartışacak mısınız? Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size! Ve biz, (hiçbir ortak edinmeksizin dini) O’na halis kılanlarız.” Bakara 139

“Şüphesiz ki Allah, benim Rabbim ve sizlerin Rabbidir. O’na ibadet edin. Bu (sizi davet ettiğim yol), sırat-ı mustakimdir/dosdoğru olan yoldur.” Âl-i İmran 51

“Beni öldürmek (niyetiyle) elini bana uzatsan dahi, seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkuyorum.” Mâide 28

“Hani Havariler: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen, Rabbinden bizim için gökten sofra indirmesini isteyebilir misin?” demişlerdi. (İsa:) “Şayet müminlerseniz Allah’tan korkup sakının.” demişti.” Mâide 112

“Ben onlara, bana emrettiğin: ‘Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ (buyruğu) dışında hiçbir şey söylemedim. Aralarında olduğum süre içinde (onların yaptıklarına) şahittim. Beni kendi katına aldığında (artık onların ne söylediğini ve ne yaptığını bilmem mümkün değildir). Sen onların üzerinde gözetleyicisin. Sen her şeyin üzerinde şahit olansın.” Mâide 117

“Böylece o, zalimler topluluğunun (kökü kurutulup) arkaları kesildi. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.” En’âm 45

“De ki: “Allah bizi (tevhide) hidayet ettikten sonra, Allah’ı bırakıpta bize hiçbir faydası ve zararı olmayan şeylere mi (putlara, türbelere, yatırlara mı) dua edelim? Arkadaşları kendisini: ‘Hidayete gel.’ diye çağırdıkları hâlde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşırken şeytanların ayarttığı kimse gibi topuklarımız üzere geri mi dönelim?” De ki: “Şüphesiz ki gerçek ve hakiki hidayet, Allah’ın hidayetidir. Ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk.” En’âm 71

“İşte bu, Rabbiniz olan Allah’tır. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır. (Öyleyse) yalnızca O’na kulluk edin. O, her şeyin üzerinde (gözetleyen, denetleyen ve işlerini yürüten) Vekil’dir.” En’âm 102

“De ki: “Şüphesiz ki Rabbim, beni dosdoğru yola iletti. Dimdik/güçlü ve hanif olan İbrahim’in dinine. O, müşriklerden değildi.” En’âm 161

Post a Comment

Daha yeni Daha eski

Ziyaretçiler

Gayb Alemi