Seher Vakti
İmsak vaktinden bir buçuk, iki saat önceki
vakittir. Seher vakti gecenin son altıda biridir. Yani
güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. İmsak
vaktinden bir buçuk, iki saat önceki vakittir.
Seher: Fecrin doğusundan biraz evvelki
vakittir ki, güneş tekrar doğmaya, insanlık âlemine yeni bir hayati faaliyeti
gelmeye yüz tutmuş olur. Bu, bir feyizli andır, temiz ruhların neşelenecekleri
bir zamandır. Kalplere bir ilâhi zevk ve ferahlığın tesir edeceği ruhani bir
demdir. Binaenaleyh böyle bir zamanda gaflet uykusundan uyanarak namaz kılmak,
zikir ve teşbihle bulunmak, Cenâb-ı Hakk’a kullukta bulunarak dua ve niyaza devam
etmek ne güzide bir harekettir. Nasıl, güzide olmasın ki, bu anda yapılan ibadetlere, istiğfarlara Kur'an lisanı ile büyük bir kıymet veriliyor. Artık bu
pek kıymetli bir zamanın feyizlerinden nasip almaya çalışmalı değil miyiz?
(Ömer Nasuhi Bilmen)
Seher vaktinde yapılan dua, istiğfar ve
ibadetler Cenab-ı Hak katında makbuldür. “Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan
dua kabul olur.” (Tirmizi)
Resûlullah (sav) yüce Allah'ın Hz. Yakub'un
çocuklarına söylediğini naklettiği: "Sizin için Rabbim-den mağfiret
dileyeceğim" (Yusuf, 12/98) buyruğunu açıklamak üzere şöyle buyurur:
"Yakub onların bu mağfiret isteklerini seher vaktine erteledi."
(Tirmizî, Deavât 114)
Seher vaktinde duanın kabul edilme ihtimali
yüksektir ve hatta duanın kabul edilme vaktidir. (Vehbe Zuhayli,
et-Tefsirü’l-Münir)
Seher vakti yapılan istiğfarın, imânın kuvveti
ve kulluğun kemâli üzerindeki tesiri şu birkaç bakımdan daha fazladır:
a) Seher vaktinde, daha önce karanlık her şeyi
bürümüş iken, sabahın aydınlığı doğar. Sabah aydın-lığının doğması ile sanki
ölü gibi olan canlılar dirilirler. İşte o zaman, herkesi saran bir cömertlik ve
mükemmel bir feyz-i İlâhî vaktidir. Binâenaleyh büyük âlemin sabahının
aydınlığının doğuşu ile küçük âlemin sabahının doğması uzak bir ihtimal değildir.
Bu doğuş, kalbte Allah'ın celâl nurunun tecellî etmesidir.
b) Seher vakti, uykunun en tatlı olduğu
zamandır. Kul, bu lezzetten yüz çevirip de, ubûdiyyete yönelince, tâati en
mükemmel bir seviyeye ulaşır. (Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb)
Seher, halvet vaktidir. Zira herkesin uyumakta
olduğu bir sırada, sıcak yatağından kalkarak Rabbine dilekçe sunmak,
ağlayarak derdini ve problemini O'na aktarmak gibi nafile bir ibadet yoktur.
Nitekim Hz Lok-man (as) oğluna şöyle bir öğütte bulunuyor:
"Ey oğul! Seher vaktinde uyanıp öten
horoz senden daha erken ve akıllıca davranıp kalkmasın, sen ondan önce davran,
sakın o öterken sen mışıl mışıl uyumayasın." (İmam Nesefi, Nesefi Tefsiri)
Seher vaktinde rahmet melekleri hazır
beklerler.
“Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan,
gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit
eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri
hazır olur.” (Müslim)
Cenab-ı Hak seher vaktinde dünya semasına rahmetiyle
tecelli eder.
Resûlullah Efendimiz (asm) bir hadîs-i
şerîflerinde şöyle buyurdular: “Allah, her gece dünya semâsına gecenin son üçte
biri kaldığında rahmetiyle tecellî eder ve şöyle buyurur: ‘Bir isteyen yok mu
ki onun istediğini vereyim? Bir duâ eden yok mu ki ona icâbet edeyim? Bir
mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?’ ” (Kurtubî, c. 2/4, 39)
Seher vakti gecenin en faziletli
saatlerindendir
Dâvûd (as), Cibril’e (as) sormuş: Ey Cibril,
gecenin hangi saatleri daha faziletlidir? Cibril: Bilmiyorum ey Dâvûd, şu kadar
var ki Arş, seher vakti sarsılıyor, diye cevap vermiş. (Suyûtî, ed-Durrû-l
Mensur, II, 164)
En sadık rüya seher vaktinde görülen rüyadır
Ebu Saîd'den rivayetle: "En sâdık rüya
seher vakitlerinde görülen rüyadır." (Tirmizî, Rü'ya 3, (2275)
Bazı mevsimlerde insan tabiatının mutedil
olması sebebiyle rüyayı edğas (karışık ve mânasız) kılan psikolojik ve
biyolojik amillerin daha az tesirde bulunacağını belirtmişlerdir. Şu halde,
günlük olarak da seher vakitlerinin, diğer vakitlere nazaran biyolojik ve psikolojik
yönden en mutedil vakit olduğu söylenebilir: Uyku ile dinlenmiş olan sinir
sistemi daha sakindir, mide boşalmış, hazım yorgunluğu kalmamış, ruhen fikren
meşguliyet ve hassasiyet asgari seviyeye inmiş vs. Şu halde mizac ve kuvvelerin azami derecede itidale kavuştuğu bir durumda görülecek rüyalar hakikat olma
şansına daha çok sahiptir. Bu durumu Resûlullah sav, "En sadık rüya
seherdekidir" diyerek ifâde buyurmuş olmaktadır.
Tîbî merhum, meselenin bir başka yönüne de dikkat
çeker: "Zira seher vakti meleklerin inme zamanıdır." (Kütüb-i Sitte)
Sahabe Efendilerimiz, Peygamber Efendimiz’in
(asm) tavsiyesiyle seher vaktini dua ve istiğfarla geçirmişlerdir
Enes b. Mâlik der ki: Biz seher vakti yetmiş
defa istiğfar getirmekle emrolunduk.
Süfyan es-Sevrî der ki: Bana ulaştığına göre
gecenin ilk bölümü oldu mu bir münadî kânitûn (Allah'a dua edip de
yalvaranlar)ın kalkması için seslenir. Onlar da bu şekilde kalkarlar ve seher
vaktine kadar namaz kılarlar. Seher vakti oldu mu yine bir münadî: Nerde mağfiret isteyenler? Diye
seslenir. Bunun üze-rine onlar da mağfiret isterler. Başkaları da kalkıp namaz
kılar ve onlar da bunlara katılırlar. Tanyeri ağardı mı yine bir münadî şöyle
seslenir: Haydi gafiller kalksın. Bunlar da kabirlerinden diriltilen ölüler
gibi yataklarından kalkarlar.
Enes'ten rivayet edildiğine göre o şöyle
demiş: Peygamber’i (asm) şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz yüce Allah
buyuruyor ki: Ben yeryüzü halkını azab etmek istiyorum da mescidlerimi imar
edenlere, Benim rızam için birbirlerini sevenlere, teheccüd kılanlara, seher
vaktinde mağfiret isteyenlere bakınca; onlar sebebiyle yeryüzü halkından azabı
defederim." (el-Azîzî, es-Sirâcu'l-Munir, I, 393)
Nâfi' der ki: İbn Ömer bütün geceyi ihya eder
sonra ey Nâfi' seher vakti geldi mi? diye sorardı. Ben de kendisine: Hayır
derdim. Bu sefer yine namaz kılmaya devam eder sonra aynı soruyu sorardı. Ben
kendisine: Evet dediğim vakit oturur, Allah'tan mağfiret dilerdi.
İbrahim b. Hâtıb babasından şöyle dediğini
rivayet etmektedir: Seher vakti mescidin bir kenarında bir adamın şöyle
dediğini işitirdim: Ya Rabbi, Sen bana emrettin, ben de Sana itaat ediyorum.
İşte bu bir seher vaktidir, bana mağfiret buyur. Kim olduğuna baktım, onun İbn
Mes'ud olduğunu gördüm. (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Gecenin
belli bir vaktinde kalkıp Seherlere geceyi zikirle dua ile gözyaşı ile
kavuşturan yanık gönüller günün her anını Allah'ın zikri ile daim eylemenin gayretinde
olurlar. İnsanlarla muhatap olduklarından iç âlemde kendi başlarına
kaldıklarında cehri olarak zikre devam ederler. Unutmamak lazım canlar kim Allah'la birlikte ise O’da onula birlikte dedir.
Her şeyin bir adabı olmalı abdestsiz namaz
olmaz bunu biliriz tadili erkansız namaz tam olmaz zikirde gönülsüz olmaz.
Doksan dokuz ismin her birinin kulun üzerinde
ayrı ayrı tecelli eder. Her zaman ihlaslı olmak kula çok şeyler kazandırır.
يَعْلَمُ
مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
64.4 - Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
64.4 - Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
قَالَ
رَبِّ بِمَا اَغْوَيْتَنٖى لَاُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِى الْاَرْضِ
وَلَاُغْوِيَنَّهُمْ اَجْمَعٖينَ * اِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصٖينَ
15.39
- (39-40) İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde
kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlasa erdirilmiş kulların
hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi.
Kişi hayır maksadıyla Allah'a yönelip dini halis olarak yaşamaya gayret
sarf ederse kurtuluşa ermiştir.
Yorum Gönder