Şeytan Ademoğlunu kandırırken yararlandığı hususlar
Ebubekir bin Ubeyd anlatıyor azı hadisçilerin İbni Mesut'tan nakletmişlerdir o dedi ki Resulullah (S.A.V.) söyle buyurmuştur: «Kadın avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan onu karşılar, durmadan iğvaya (kandırmaya) çalışır. Şeytana kulak asmadan yine namusu üzerine evine döndüğünde Allah'a en çok yakın olduğu andır.>>
Hüseyin b. Salih'den naklediliyor: Şeytan kadına şöyle dermiş: «Sen ordumun yarısısın. Sen, atıp da yüzde yüz isabet ettiğim okumsun. Sen sırdaşımsın! Sen ihtiyaçlarımı karşılamak için bir elçimsin!»
Mâlik bin Dinar'dan rivayet edilmiştir: «Dünya, yanılmamın başıdır! Kadınlar şeytanın oyuncağıdır!»
Yine Malik b. Dinardan nakledillmiştir: «Şeytan dünyadan çok, hiç kimseye güvenmez.>>
Said b. El-Müseyyeb'den naklediliyor: «Allah hiç bir Peygamber göndermemiştir ki, İblis onu kadınlarla yanıltmaya çalışmamış olsun. (Ama yine de bir şey yapamamıştır onlara.)
İbn-i Abbas'dan (R.A.) mervidir: Şeytan, erkeğe üç yerden musallat olur: Gözleri, kalbi zikri. Kadına da üç yerden musallat olur: Gözleri, kalbi, arkası.
Katâde'den (R.A.) rivayet edilmiştir:
«İblis yeryüzüne inince «Yarabbi bana lanet ettin, şimdi benim işim ne olacak?» deyince, Senin işin sihirdir! buyurdu.
Ne okuyacağım?
- Şiir.
- Yemeğim nedir?
-Her murdar et ve Allah'ın ismi üzerine anılmayan her şey.
- İçeceğim?
- Her sarhoş veren şey!
- Ya, yurdum?
- Hamam.
- Meclisim?
- Çarşı-pazar.
- Müezzinim
- Zurna.
- Avım?
- Kadınlar, buyurdu.»
Semûre b. Cundeb'den (R.A.) rivayet edilmiştir: Allah'ın Resulü (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır: <<Şeytanın kühlü ve yalayışı vardır. Kendi kühlünden insana bir kühl sürdüğü zaman insanın gözleri ağırlaşır, yalayışlarından, insana bir yalayış değdirdiğinde dili kötü söyler.»
Hasan'dan nakledilmiştir: Şeytanın kaşığı ve sürmedanlığı vardır: Kaşığı yalan: sürmedanlığı ise zikir anında uykudur.
Halid b. Safvan'dan naklediliyor: «Şeytan hile ve desiseleri ile insan, aldatmaya çalışır. Muvaffak olduğu zaman son derece neşelidir.>>
Vehb b. Münebbih'den mervidir: «Seyyah bir abid varmış. Şeytan ona bir şey yapamamış. Bu defa ona insanlar ne ile sapıtabileceğini, neden sormuyorsun? deyince, «Pekala haber ver bakalım, onları ne ile sapıtırsın?" demiş. bunun üzerine Şeytan şu cevabı vermiş: Şud (aşırı cimrilik). hiddet ve sarhoşluk… Çünkü insan cimri olunca, ne kadar zengin olsa, mallarını yine de ona az gösteririz. Başkalarının malına göz diktiririz. Hiddetli olunca onu çocuk oynatır gibi oynatırız. Sarhoş olunca onu kolayca isyana çekebiliriz.
ibn Mes'ûd'dan (R.A.) nakledilmiştir: «Şeytan zikir meclisine gelip, zikredenleri yoldan çıkarmak istedi. Başaramadı. Sonra dünyadan bahseden bir topluluğa girdi. Onları yoldan çıkardı. Onlar kıyasıya dövüşmeye başlayınca, zikir meclisinde oturanlar onları ayırmaya gittiler ve dağıldılar.»
Sabit el-Bennal'den naklediliyor:
«Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem'in Peygamberliği başladığı zaman, şeytan onun ashabını sapıtmak için arkadaşlarını salıverdi. Hepsi eli boş dönünce: Ne o? Bir şey yapamadınız mı? diye sordu. Nerde... Çok sağlam karakterli insanlar, öyle kimseleri hayatımızda görmedik! diye cevap verdiler. Bunun üzerine şeytan onları şu sözü ile ümitlendirdi: Bekleyin bakalım, dünya fütuhatına kavuşunca, onları kolayca aldatabileceksiniz.
Ubeydullah b. Mevhib'den naklediyorlar: *Şeytan bâzı peygamberlere görünmüş, onlar ona: Ademoğlunun sırtını nasıl yere getirirsin? diye sorduklarında şu cevabı vermiş: «Gadab ve heva anında yakalarım onu!»
Heyseme'den nakletmişlerdir: «Şöyle diyorlardı (büyüklerimiz): Şeytan dermiş ki: «Ademoğlu beni nasıl mağlûb edebilir ki? Sakin olduğu zaman gelip kalbine otururum! Kızdığı zaman uçup kafasına konarım.>>
Buna, Buhari'nin, Ebû Hureyre'den (R.A.) naklettiği şu hadis şahittir: «Bir adam Allah Elçisine (S.A.V.) der ki: Bana bir tavsiyede bulun. Hz. Peygamber (S.A.V.) ona: << Öfkelenme.» diye cevap verir ve bu sözünü bir kaç kere tekrarlar.»
Sahihte varit olmuştur: Peygamber (S.A.V.)'in huzurunda iki adam karşılıklı olarak birbirlerine fena lâkırdı söylediler. Birinin yüzü (sinirden) kıpkırmızı oldu. Peygamber (S.A.V.) ona bir kelime öğreteceğim, onu söylerse hissettiği şey bertaraf olur: (Eůzu billahi mineşşeytanirracim...]»
Sünen'de varit olmuştur: «Öfke, şeytandandır: Şeytan ateştendir... Ateşi su söndürür. Öyleyse sizden biriniz öfkelendiği zaman (hemen) abdest alsın!.>>
El-Muhamili, Ellubab’da gazab anında abdest almanın müstehab olduğunu söyler. Şafiilerden bazıları derler ki: «Ondan başka bunu hiç kimsenin söylemediğine kaniiz. Cenâb-1 Hak buyurmuştur ki: «(Habibim) sen (güçlü değil) kolaylığı (sağlayan yolu) tut! İyiliği emret, cahillerden yüz çevir. Eğer Şeytandan bir fit (gelip) seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işiten, tam bilicidir.» ( El-Enfâl: 199 ve 200).
Şeytanın bütün arzusu, öfkelenmiş kimseye, sonradan pişmanlık duyacağız, sevmeyeceği bir sözü söyletmektir. Çünkü o, o sözü söylerse öfkesi gider ve sözüm ona rahata kavuşur. Vallahu’l Muvaffık.
Kaynak : İmam Şibli, Ahkamül-Mercan fi Ahkami'l Can
Yorum Gönder